22 Şubat 2012 Çarşamba

Dosdoğru Namaz Nasıl Kılınır?


Namaz dinin direğidir Hadis-i Şerif'ini idrak edebilen bir müslüman için namazının dosdoğru olması gerekir. Namaz bir müminin sığınacağı,huzur bulacağı bir yer olmalıdır. Benimde çok defalar başıma geldi , namaz anında şeytandan ve nefsimizden gelen vesvesenin haddi hesabı yoktur. Normal şartlarda kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek mevzular , konular namaz anında gelir. İnanın nereye koyduğumu bir türlü hatırlayamadığım kol saatimi 1 yıl sonra cuma namazının farzını kılarken hatırladım. Bu konuyla alakalı olarak İmam-ı Rabbini Hazretlerinin yanına bir adam oğulları ile birlikte gelir ve bir küp altını olduğunu , bir yere gömdüğünü ama gömdüğü yeri bir türlü hatırlayamadığını ve kendisine yardımcı olması isteğini iletir. Allah dostu olan İmam-ı Rabbani Hazretleri gidip evlatlarıyla birlikte 100 rekat namaz kılmasını söyler. 100 rekat namazı kıldığınızda nereye gömdüğünüzü hatırlarsınız der. Adama evlatlarını alır 100 rekat namaz için niyetlenir ve başlarlar kılmaya bir süre sonra namaz esnasında adam bir küp altını nereye gömdüğünü hatırlar ve gömülü olduğu yerden altınları alır. Teşekkür etmek için küçük bir hediye yaptırırlar ve İmam-ı Rabbani'nin  huzuruna tekrar gelirler.



Hediyelerini takdim edip , teşekkür ederler. İmam-ı Rabbani ''kaçıncı rekatta aklınıza geldi'' der. Adam ''26. rekatta geldi''diye yanıtlar. İmam-ı Rabbani bu cevabın üzerine '' Şeytan sizin 100 rekat namazı sonuna kadar kılacağınızı bildiği için daha yarıya gelmeden küpün gömülü olduğu yeri size vesvese ile söyledi, söyledi ki namazınızı bırakıp küpün peşinden gidesiniz diye, şimdi gidin eve şükür niyetine kalan 74 rekatı 100'e tamamlayıp şükür namazı kılın'' der...

İşte namazdaki vesvese şeytanın en çok kullandığı silahlardandır.

Peki vesvesesiz ve dosdoğru namaz nasıl kılınır?

Bu hususta dinimiz ve alimlerimiz bir çok yöntem bildirmiştir. Bir çoğunu uygulayınca namazının selahiyeti hususunda emin olabiliyorsunuz. Kimin ibadeti kabul olunur , kiminin olmaz bilinmez lakin biz kul olarak namazlarımızı en doğru şekilde, en ihlaslı şekilde kılmaya çalışmalıyız.

Namazın ihlası abdest ile başlar. Abdest alırken abdestin farzına, sünnetine ve adabına uyulmalıdır. Allah'ın sonsuz merhameti düşünülmeli ve onun kendisini her zaman affedeceğini düşünmelidir. Abdest alırken yıkadığımız uzuvlarla işlediğimiz günahların , abdest suyuyla birlikte yıkanıp gittiğini düşünmeliyiz. Ellerimizi yıkarken elimizle işlediğimiz günahların döküldüğünü , ağzımıza su verirken ağzımızla,dilimizle işlediğimiz günahların döküldüğünü , burnumuza su verirken burnumuzla işlediğimiz günahların , yüzümüzü yıkarken , gözümüzle, yanağımızla, dudağımızla işlediğimiz günahların , kollarımızı yıkarken kollarımız ile , başımızı mesh ederken ,kulaklarımızı yıkarken bu uzuvlarımızla işlediğimiz günahların döküldüğünü ve ayaklarımızı yıkarken ayaklarımız ile işlediğimiz günahların döküldüğünü düşünmeliyiz.

Salih bir abdest ile kılınan namazın tadı başka olacaktır.

Namaza dururken zihnimizi boşaltmalıyız. Üstümüze başımıza çekin düzen vermeliyiz. Takkemizi eksik etmemeliyiz. Takke sünnettir. Şöyle düşünebilirsiniz , birinin davetine icabet ettiğinizde en güzel elbiselerinizi giyip , en güzel kravatınızı takarsınız değil mi? O halde Allah'ın davetine icabet ederken de güzel giyinmeli, temiz olmalı ve takkemizi eksik etmemeliyiz.

Namazı vakti gelince adet haline geldiği için , alışkanlık olduğu için değil... Allah'ın rızası için namaz kılmalıyız. Her vakit geldiğinde Allah'ın bizi beklediğini düşünmeliyiz.

Şeytan tam bu noktada bizlere şu vesveseyi verir '' Allah'ın bizim namazımıza mı ihtiyacı var''... Bu vesveseyi veren şeytandan ve vesveselerden Allah'a sığınmalıyız. Unutmayınız Euzu besmele şeytanı kahreden bir silahtır. Dilinizden düşürmeyiniz. Çağımızın alimlerinden Bedüizzaman Hazretleri '' Bismillah her hayrın başıdır'' sözü ile bizlere her işe besmele ile başlamamız gerektiğini ve önemini anlatmaktadır.

Şeytan her vesvese verdiğinde Allah'a sığınmalıyız. Allah kendisine sığınanı korur , gözetir.

Namaza Allah rızasını kazanmak için niyet ile başladıktan sonra , Allah'ın huzurunda bulunduğumuzu unutmamlıyız. Bu yüzden ellerimizi göbeğimizde bağladıktan sonra gevşek , lakayıt bir şekilde durmamalıyız. Doğru , düzgün , sağlam , tedbirli ve bizi yaradanın huzurunda durduğumuzu unutmamalıyız. Bir büyüğümüzün , babamızın huzurunda durduğumuzdan daha edepli ve daha mahzun olmalıyız. Bizi yaratan Allah'ın huzurundayız. Bu duruş kıyamdır. Allah sadece kıyamda durup ''Sübbûhun Kuddûsün Rabbu’l-melâiketi ve’r-rûh'' diye kendisini tesbih eden melekleri yaratmıştır. Bizim namazımızdaki bu kıyam Kainatın Efendisi Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimizin Miraç Yolculuğunda Cebrail Aleyhisselam'ın tavsiyesi ile Rabbimizden biz müslümanlara hediye edilmiştir.

Namazda rükuya varmak bir hazdır. Yine bu şekilde, rükuda yalnızca Allah'ı '' Sübhane rabbiyel azim:
Azim olan Rabbimi bütün noksanlıklardan tenzih ederim.'' diye Allah'ı tesbih eden melekler vardır ve yine bu tesbih hali Miraçta Peygamberimizin duası üzerine bize , ümmeti Muhammediyeye hediye edilmiştir. Allah'ın huzurunda eğildiğimizi unutmayınız.

Namaz da rüku ile secde arasındaki kıyamda çok mühimdir. Bazıları salise kaybetmeden doğrulmadan, secdeye gitmektedir. Bu yanlıştır. ''Semiallahü limen hamideh: Allahü teâlâ kendisine hamd edeni işitir, bilir.'' dedikten sonra secdeye varmadan ''Rabbena lekel hamd  yani Rabbim sana hamdolsun demelidir. Rüku ile Secde arasında belini , sırtını dosdoğru yapmayanın ahiret gününde Allah yüzüne bakmayacaktır.
Rükudan doğrulurken tevazu içinde olmalıyız. Allah'ın huzurunda kibir ve böbürlenme duygusu olmamalıdır. Duygusunu geçtim bu tarz hareketler ve tavırlarda bile bulunmamalıyız. Bazen rast geliyorum rükudan doğrulurken efelenerek doğrulmaktadır. Bu yanlıştır. Allah'ın huzurunda mahçup , utanan ve mahzun bir durumda olmalıyız. İşlediğimiz günahlardan pişman olarak namazımızı eda etmeliyiz.

Secdeye vardığımızda namazın tün hatları tamamlanmış oluyor. Bizi Yaradan Allah'ımızın huzurunda secdeye varıyoruz , bundan daha güzel , daha haz veren bir tavır olabilir mi...
Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kulun, Allah’a en yakın olduğu zaman secdede olduğu andır. Bu sebeple secdelerde çok dua edin.” Hadis-i Şerif'i vardır. Buna göre namazın en kıymetli yeri secdedir. Secdede Allah'a en yakın olduğumuz anda olduğumuzu idrak etmeliyiz.
Yine secdede Allah'ı tesbih eden melekler vardır. Sübhane rabbiyel a’la: Her şeyden yüksek, yüce olan Rabbimi bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddes bilirim. şeklinde Allah'ı tesbih ederler. Yine bu güzel tesbih Miraçta Peygamberimizin Cebrail Aleyhisselamın tavsiyesi ile dua etmesi ve bunun üzerine ümmetine hediye edilmesi nail olmuştur.

Namazdaki oturuşta edepli ve adaplı şekilde oturmalıyız. Bu oturuşta yine Peygamberimizin duası ve Cebrail Aleyhisselamın teşviki ile bizlere Rabbimiz tarafından hediye edilmesi sağlanmıştır. Bu oturuşta Allahı zikreden melekler mevcuttur.

Namaz'da vesveseyi bu güzellikler düşünülerek engelleyebiliriz.

Vesveseyi engellemek için bazı alimlerimizin öğütleri vardır.;

Her namazda Ölümü, kabiri, cenneti ve cehennemi hatırlamak lazımdır. Her namazın son namaz gibi kılmak gerekir.

Vesvese imandandır, Peygamberimizin bir hadisinde '' vesvese imanın kuvvetindendir'' buyurmuştur. Boş eve hırsız girmez misali vesveseden uzak durmak önemli bir meziyetse de vesvese aslında iyidir. Bu durumdan tutupta kendi kendime vesvese vermeliyiz manası çıkarılmamalıdır.


Namazda okunan duların manalarını öğrenmek , hangi duada ne söylediğimizi idrak etmek vesveseyi önler.

Tek başımıza namaz kılıyorsak kendi duyacağımız şekilde namaz surelerini sesli okumakta faydalıdır. Vesveseyi önler...

Gözleri secde yerinden ayırmamak gerekir , gözlerin sağa sola kayması vesveseyi getirir. Gözler secde ettiğimiz noktaya sabitlenirse faydalıdır ve bunu yapmak gereklidir.

Namazı acele etmeden, yavaş yavaş kılmak gerekir. Hızlı hareketlerle namaz kılan kişinin şaşırması ve dikkatinin dağılması kaçınılmazdır. Namazdaki tesbihatları yerinde ve zamanında yapmak gerekir. Secdede  Sübhane rabbiyel a’la tesbihini üç kere yerinde ve zamanında söylemeliyiz. Üçüncüsünü secdeden doğrulurken söylemek yanlıştır.

İnsan namazda acele etme gafletine düşerse kendi nefsini sert bir şekilde uyarmalıdır. '' bir arkadaşınla sohbet ederken , yemek yerken , dizi-film izlerken acele etmiyorsun , maaşını çekmek için bankamatik kuyruğunda beklerken acele etmiyorsun'' diye nefsine fırça atmalı ve onu bastırmalıdır.

Namazlarımızı dosdoğru kılmalıyız. Namazlarımızı şükür için , Allah rızası için kılmalıyız.

Patronumuz gelse bize cebinden çıkarıp 1000 tl para verse bu senin olsun geride istemiyorum dese ne güzel olur değil mi , bize o parayı veren patronumuzun hem yüzüne hemde arkasına iyi konuşur , onu her gördüğümüzde saygıda kusur etmeyiz. O halde bize nefes veren , mal veren , mülk veren , evlat veren , hayat veren Allah'a da saygıda kusur etmemeli namazlarımızı dosdoğru kılmalıyız.

Vural Egemen Sarıgöz
22/02/2012




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder