Her sabah masama oturup bilgisayarımı açtığımda ilk önce manşet haberlere göz atarım, ardından da fikrime yakın yada uzak farketmez oluşturduğum haber siteleri listesinde ki köşe yazarlarının tüm yazılarını okuyamasam da; şöyle göz ucuyla da olsa gözlerimi dokundururum. Haber Erk sitesinde ki köşe yazarlarından olan Alper Aksoy'un bu günkü ve daha önceki bir kaç yazısını daha okudum. Alper Bey'in varı yoğu, işi gücü, amacı, gayesi; Ülkücü Hareket'i,MHP'yi,ve Devlet Bahçeli'yi eleştirmektir. Sayın Aksoy'a içimden hayıflanıyordum ama bu günkü yazısını okuyunca artık içimden değil, dışımdan bu yazıları hakkında ne düşündüğümü söylemeliydim.
Bir ara köşe yazılarının yayınladığı site üzerinden yazarın kendisine mesaj göndermeyi , ya da yazısının altına yorum yapmayı düşündüm ama, en iyisinin böyle bir yazı ile kendisine sesimi duyurmak olacağında karar verdim. Zira kendisi bu yöntem ile muhalefet olmak için ve sadece yazmak için yazan biridir. Gelelim söylediklerine... Bakınız son makalesinin ismi MHP Beştepe’ye Türkeş Külliyesi’ni yaptırdı ! Bu makale haber etiketi ile yayınlanmış olup okuyuculara servis edilmiştir. Peki Sayın Aksoy yazısında neler söylüyor. Bence neler söylediğini kendisi de bilmiyor! Bir dediği bir dediğini tutmuyor. Övüyor mu yeriyor mu bilemiyorsunuz. Takdir mi ediyor , tenkit mi ediyor bilemiyorsunuz. Bakınız neler söylüyor. ''Okul yaptırmak devletin işidir... MHP Beştepe’ye Türkeş Külliyesi’ni yaptırdı, orada Başbuğ’un anısına seminerler, paneller, açık oturumlar düzenleniyor... “Başbuğ Roman Yarışması Armağanı” düzenlendi, Başbuğ’un anısına bir sinema fimi, iki belgesel yapıldı... Sıra geldi devletin yaptırması gereken okulların eksiğini tamamlamaya. Okul yaptırmak devletin işidir...'' Tamam! Daha ne olsun? Ne güzel işte bir külliye ile de olsa Başbuğumuz'un anısı yaşatılıyor ama, illa eleştirecek ya külliyeye değil de yaptıracağı okullara çatıyor. Bakınız... ''MHP Üniversite şehirlerinde toplam onbin yatak kapasiteli 99 öğrenci yurdu yaptırdı... Bu yurtlarda Ülkücü Hareket’in kanaat önderleri her akşam eğitim faaliyetleri yapıyor... Sayın Bahçeli bizim“gelecek nesilleri değil, gelecek kongreleri düşünüyor” eleştirilerimizi boşa çıkardı... MHP’nin yaptırdığı öğrenci yurtlarında geleceğimizin teminatı ülkücü gençler yetiştirilyor... Saymakla bitmez, daha neler neler... Sıra geldi devletin yaptırması gereken okulların eksiğini tamamlamaya.'' Burada da eleştirilerinin boşa çıktığını itiraf ediyor, ama hala eleştirmekten geri kalmayarak ''Sıra geldi devletin yaptırması gereken okulların eksiğini tamamlamaya.'' diye serzenişte bulunuyor... Bakınız... ''Türk Cumhuriyetleri’nden Fetullah Hoca cemaati bu sene 10.000 öğrenci getirip “ışık evleri”ne dağıttı... Bunu duyan sayın Bahçeli “Gerçek turancılar Ülkücü Hareket mensuplarıdır” sözleriyle başladı ve şöyle devam etti: “Türk Cumhuriyetlerinden biz bu sene 25.000 öğrenci getireceğiz... Her öğrenciye beşyüz lira burs vereceğiz... Ülkü Ocakları ve öğrenci yurtlarımızda onlara tek millet, tek bayrak şuuru aşılanacaktır!..” Bahçelinin ülkücü şuuruna güvenle kilitlenen ülkücüler MHP Genel Merkezi’nin eksiklerini tamamlamak için kampanya başlattı ve toplanan elli milyon lira genel başkana teslim edildi... Sayın Bahçeli de 25.000 öğrenci hedefini 30.000’e çıkardı... Fetullahçılar, Ülkücü Hareket’in anca nallarını topladı ve sıra geldi devletin yaptırması gereken okulların eksiğini tamamlamaya.'' Tamam işte, ne güzel! Fetullahçılara nal toplattığını sende görüyorsun, o halde yaptıralacak olan okula karşıtlığın nedendir? Bakınız... ''MHP herbiri 9 kişiden oluşan 9 heyet oluşturdu... 99 kişi Anadolu’yu karış karış gezerek mağdur durumdaki ülkücü şehit aileleri eksiksiz tespit edildi... Hatta bunların içinde sokaklarda çakmak gazı satan ülkücü gaziler, cami kapılarında dilenen şehit bacıları bile vardı... Sayın Bahçeli “Değerli Dava arkadaşlarım!.. Ülkücü şehit aileleri için bir hesap açtırdık... Genel Merkez adına bu hesaba beş milyon Türk Lirası yatırıyorum... Sizlerden de en az yirmi milyon bekliyorum” çağrısı yaptı... Genel Başkandaki samimiyeti gören ülkücülerin kimisi hanımının bileziklerini sattı, kimi arabasını sattı ve sayın Bahçeli’nin beklediği rakamın üç katı banka hesabına seller gibi aktı... Artık hiçbir şehid ailemiz ve gazimiz mağdur durumda deği... Sıra geldi devletin yaptırması gereken okulların eksiğini tamamlamaya.'' Tamam işte! Ahde vefa imandandır! Düsturumuza uygun hareket ediliyor. Daha ne olsun... Buraya kadar iyi olana iyi demiş ama, hemen peşinden bir cümle ile de olsa laf söylemekten geri kalmamış. Birazdan aşağıda tasnif ettiğim cümlelerine bakınız. Sayın Aksoy nasıl bir çelişkiler yumağına sarılmış farkında değil sanırım. Bakınız... ''Daha üstesinden geldiğimiz önemli işlerin hepsini saysam elli sayfa daha eder. Bu kadarla kalsın şimdilik. Ey Bahçeli!.. Okul yaptırma kampanyası ile siz ülkücülerle dalga mı geçiyorsunuz?.. Sineması, tiyatrosu, edebiyat dergisi, sinema filmi, dizi filmi, yüksek reytingli televizyon kanalı olmayan bir hareketiz... Ama iddiamıza bakarsan “fikir ve kadro partisiyiz”... Kendi yamalarımızı diktik sıra geldi devletin okul açığını kapatmaya... Tayyip Efendi “Merkez Bankasında doksan milyar dolar döviz rezervimiz var” diye televizyon ekranlarından hava basıyor. Okulları bırak, o paralarla Tayyip yapsın, sana ne Bahçeli?..'' Okul yaptırmakta ne gibi bir beis vardır, hala çözebilmiş değilim. Bu zat-ı şahaneleri sadece eleştirmek için eleştirdiğinin farkında mıdır, bilemiyorum ama şunu biliyor ve söylüyorum ki ne dediğini bilmiyor. Bilseydi Önce ''Daha üstesinden geldiğimiz önemli işlerin hepsini saysam elli sayfa daha eder.'' deyip ardından da ''Ey Bahçeli!.. Okul yaptırma kampanyası ile siz ülkücülerle dalga mı geçiyorsunuz?..'' demezdi... Bir televizyon kanalımızın olmadığından şikayet ediyor. Bu güne kadar kaç tane Ülkücü televizyon kuruldu ve sen hangisine hakkıyla sahip çıktın? Işık TV kuruldu kablolu tvlerin kanalları arasında kayboldu gitti. Elinde televizyonculuk hakkını bulunduran Adana Menşeili Radyo Turan'ı Doğululara satarak adını radyo turkuaz olarak değiştirdiler, ardın da tamamen ticarethane kapısına çevirildi. Ata TV kuruldu kaç yıl ayakta durabildi. Şimdi elimizde bir BengüTürk isimli televizyon kanalımız var ve onu da bitirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Yok İhsan Barutçu'nun televizyonu yok bilmem kimin finanse ettiği derken elimizde bulunan tek televizyon kanalını da bitirme politikalarını sürdürüyoruz. ''Vallahi helal olsun sana Bahçeli... Başkanlık Divanı üyelerinizin manitalarına 4 çeker ciplerden sonra AKP’ye de okul yaptırıp teslim edin.... MHP’nin parasını çar çur etmekte de üstünüze yok... Ama unutmayın ki o çar çur ettiğiniz paralarda Yusuf İmamoğlu’nun kan hakkı , Recep Haşatlı’nın can hakkı vardır... Huzuru mahşerde ülkücü şehitler, sizin yakanızdan öyle bir tutacaklar ki sayın Bahçeli, öyle bir tutacaklar ki...'' Evet son olarak haktan hukuktan bahseden yazarımız bilmiyor ki; bu ayrıştırıcı ve bölücü sözlerine istinaden '' Birlikte rahmet vardır ayrılıkta azap'' ayeti yakanızdan tutmayacak mı? Kimsenin bir kuruşu çarçur ettiği falan yok. Kimsenin kimsenin parasında gözü yok. Okul yaptırarak, Türk Cumhuriyetleri'nde öğrenci getirilerek, belgesel ve film yaparak, şehit ailelerine ve gazilerimize yardım ederek, hiç bir kuruş çar çur edilemez. Çarçur edilen bir şey varsa o da bu Alper Aksoy'un Haber erk sitesinde işgal ettiği köşedir. Vural Egemen 30/09/2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder