Fransa'nın ''Erminilere soykırım yapılmıştır'' ibaresini kabul eden yasasının ardından Türkler olarak Fransa'ya karşı olan sinir katsayımız artmış ve nefret noktasına kadar gelmiştir. Fransa'da bulunan 500 bin Ermeni'nin oyları uğruna kabul edilen bu yasanın dünya kamuoyundan gereken tepkiyi gördüğünü sanmıyorum. Her fırsatta insan hakları savunucu , ülkeler arası diyalog elçisi , uluslararası barış çekirgesi edalarında olan ABD'yi ve AB Ülkelerini bu durumda ortalar görmek mümkün olmadı. Zaten bizim lehimize bir tavır yada duruş sergilemeleri asıl şaşırtıcı durum olurdu. Atalarımızın bir sözü vardır '' Gavur gavurun kılıcına yalın dermiş''... şu an ki durum bundan ibarettir.
Gelelim Fransa'ya karşı yapacaklarımıza...
Devletimiz Fransa'nın yasayı kabul etmesinin ardından bir takım yaptırımlar kararı alarak , tepkimizi ortaya koymaya çalışmış daha doğrusu Fransa'ya yaptığının yanlış olduğunu göstermeye çalışmıştır.
Bizim ülkemizde modadır , İtalya Apo'yu saklar biz İtalyan mallarını boykot ederiz , İsrail gemimize saldırır biz İsrail mallarını boykot ederiz , Fransa ''Ermeniler katlettiniz'' der biz Fransa mallarını boykot ederiz. Bunca yıldır boykot ediyoruz , ediyoruz elimize bir şey geçmiyor. Üç beş gün sonra unutup yine bu ülkelerin mallarını gönül rahatlığıyla kullanmaya devam ediyoruz.
Bu defa 8 adet yaptırım maddesi ile Fransa'ya ettiğini çektirmeye çalışıyoruz.
Bu yaptırımlarla bir yere varılmaz. Yaptırımlar öyle olmalı ki Fransa bin pişman olmalı. Hadis-i Şerifte emrolunduğu gibi , '' Düşmanınızın silahı ile silahlanın'' şu an Fransa'nın en büyük silahı Ermeniler ise bizde Cezayir'i kendimize silah edelim. Meclisimiz Fransa Cezayir'de soykırım yapmıştır yasası çıkarsın olsun bitsin. Bakalım Fransa ne yapıyor. O vakit yukarıda saydığımız aleyhimize gelişen olumsuzluklar lehimize dönmeye başlar. Fransa gibi rahat olamayız elbette çünkü ABD ve AB aynı saydığımız gibi çekirge edalarına başlar.
Aslında Fransa bu yasayı çok önce kabul etmişti. Nasıl mı?
Bu yasayı daha önce kabul eden diğer ülkelere bir göz atın dilerseniz.
Sözde soykırımı bugüne kadar 18 ülke tanımıştı.Ermeniler'in soykırım iddialarını tanıyan ülkelerin sayısı, Fransa ile birlikte 19'a çıktı. İşte o ülkeler..
Arjantin 1993'te senato kararı ile Sözde soykırımı onaylamış 2004 yılında ise Cumhurbaşkanının onayladığı kanun ile yasalaşmıştır.
Uruguay 1965 yılında Ermeni Nüfusunun baskısı ile çok uzun yıllar önce sözde sıykırımı kabul etmiştir.
Kıbrıs Rum Kesimi hali hazırda Kıbrıs Barış Hârekatından kalma Türk düşmanlığına istinaden Ermenilerin yanında yer almış ve Sözde Soykırımı kabul etmiştir.
Rusya 1995 yılında Türkiye'ye karşı koz amacıyla kullanmak için sözde soykırımı kanun tasarısı ile meclisine taşımış ve yasa olarak kabul etmiştir. O dönemde Alparslan Türkeş ''Rusya'nın yaptığını ayı yapmaz ''diyerek tepkimizi dile getirmiştir.
Kanada 2004'te Ermeni Nüfusunun ve baskılarına dayanamayarak söz soykırımı kabul etmiştir.
Yunanistan 1996 yılında Türkiye-Yunanistan arasındaki ezeli gerginliğin artması sonucu bize karşı koz olarak kullanılmak amacıyla söz soykırımı kabul etmiştir.
Lübnan 1997 yılında Ermeni Nüfusunun çokluğunu gerekçe gösterek kabul etmiştir.
Belçika 1998 yılında yine bozulan ilişkilerimizde bize karşı tutar bir dal olması için Sözde Ermeni Soykırımını kabul etmiştir.
İsveç 2000 Yılında Vatikan'ın isteği üzerine kabul etmiştir. Vatikan'ı İsveç'in özel olarak yetiştirdiği muhafızlar korur ve İsveç'in vatikan ile özel ilişkileri vardır.
Fransa 2001 yılında Ermeni Diaspora'sının baskıları yüzünden kanun önergesi olarak meclise sunulmuş ve bu güne kadar bekletiliyordu. Tüm kaynaklarda Ermeni Soykırımını tanıyan ülkeler arasında Fransa'da sayılırdı. Bunun sebebi eninde sonunda bu yasayı kabul edeceğinin kesin olmasından kaynaklıdır.
Vatikan 2000 yılında müslüman düşmanlığını gözler önüne serercesine Sözde Ermeni Soykırımını kabul etmiştir.
İtalya demek Vatikan demek olduğuna göre 2000 yılında yani Vatikan'ın Sözde Ermeni Soykırımını kabul ettiği sıralarda kabul etmiştir.
İsviçre 2003 yılında Sözde soykırımı kabul etmiştir.
Slovakya 2004 yılında Arupa Birliğine girme sevdasında iken AB'nin baskıları ve kriterleri gereği kabul etmiştir.
Hollanda 2004 yılında içinde barındırdığı Türk düşmanlığının dışa vurulması olarak nitelendirilebilecek bir tavırla Sözde Ermeni Soykırımını kabul etmiştir.
Polonya 2005 yılında Avrupa birliğine üyelik için kabul etmiştir.
Litvanya 2005 yılında Avrupa Birliğine girmek için kabul etmiştir.
... Ve son olarak bu söz soykırımı kabul eden ülkeyi saymaya dahi gerek yoktur ancak Rakam açısından gereklidir. Ermenistan!!!
Dünyanın bir çok ülkesi sözde soykırımı kabul ederek bize karşı fıtratlarının gereğini yerine getirmişlerdir. Peki bu süreçte bizim yetkililerimizin tavırları nasıl olmuştur. Açıkcası bugün Fransa'ya karşı gösterilen tepki daha önceleri bu ülkelere de gösterilmiş olsaydı sanırım bu Ermeni Soykırımı saçmalığında bu noktada olmazdık.
Bakınız... Bizim yetkililerimizin bu konuda düşmana verdikleri kozlar nelerdir.Kozdan ziyade ekmeğe yağ,bal,kaymak ve ziyadesi ile çikolata sürmektir.
Aşağıda sıralayacakalarım unutmuşlara hatırlatmak içindir.
2007 yılında o dönemde Dışişleri Bakanlığı görevini yürüttüğü sırada Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ün Ermenistan Ziyaretinde görüştüğü Oskanyan ; "Sınırların açılması ve diplomatik ilişki kurulması konusunda Gül, bizimle aynı düşünüyor" demesini unutmadık...
Cumhurbaşkanı Gül Erivan’a gidip "Ermeni jargonunun değişti" diyerek Ermenileri şirin gösterme çabasını unutmadık.
Ermeni protokolleri imzalandığını unutmadık.
ABD Başkanı Barack Obama'nın Çankaya Köşkü'nde ''Soykırım konusunda görüşlerim değişmedi'' dediğini unutmadık...
Rauf Denktaş'ın ''Ermeni Soykırımı yalandır'' dediğinde '' Git siyasetini ülkende yap'' diyen başbakan'ı unutmadık...
Osmanlı döneminde çan kulesi minareden yüksek olduğu için çan kulesi yıkılan kilisenin Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in kendi cebinden karşıladığı yeniden restorasyon çalışmalarını ve restore edilirken çan kulesinin tekrar dikilip eskisinden yani minareden çok daha yüksek bir şekilde yapılmasına müsade edilmesini unutmadık...
Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın: "Er ya da geç soykırım anıtı önünde diz çökecek Türk liderler olacak" sözlerini ve hükümetimizin bu sözlere olan sessizliğini unutmadık...
Sakrisyan Hocalı katliamına bizzat katıldım dediğini ve bunu bizlere Meclis Başkanımız Cemil Çiçek ile duyurduğu halde TBMM'de Hocalı da soykırım yapılmıştır diye bir yasa çıkarılmadığını unutmadık...
Tüm bunlar büyük oyunun bir parçasıdır. Ermenilerin 3T projesini bilmeyeniniz var mı?
Bilmeyenler için yineliyorum o halde...
3T projesinin açılımı şudur ;
1-TANIMA
2-TAZMİNAT
3-TOPRAK
O halde bu projeye göre neredeyse Tanıma aşaması tamamlanmak üzere , daha sonra öldürülenler için bizden para yani tazminat talep edecekler daha sonra da bizim insanlarımızı burada öldürdünüz bu topraklar bizim diyerek bizden toprak isteyecekler. Bu zihniyet devam ettikçe daha bizden çok şey isterler.
Bu andan daha tezi yok derhal Meclisimizde Cezayir'e Soykırım yapılmıştır ve Hocalı'da insanlarımız Katledilmiştir kararı alınmalıdır.
Vural Egemen SARIGÖZ
24/12/2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder