Ülkücü Hareket var olduğu günden bu yana en büyük ehemmiyeti gençlik üzerine vermiştir. Geleceğin teminatı olan çocuklarımızın yetiştirilme ve bilinçlendirilme çağları gençlik çağlarıdır. Bu sebeptendir ki gençliğini yetiştirememiş hiç bir akım yada ideoloji başarılı olamaz. Ülkücü Hareket gençlik hususunu bir kaç konu da ele alır. ''Eğitim açısından, kültür açısından, beden ve ruh terbiyesi açısından ve en önemlisi siyaset açısından. Bu sonuncu nokta ötekileri de kapsamına aldığı için üzerinde durulmalıdır. Üstelik siyasi bakımdan gençlik günümüzün de önemli bir meselesidir.'' (1)
Gençlik derken maksadımız elbetteki bütün Türk Gençliği'dir. Ancak eğitimini almamış ve terbiyesi tamamlanmamış bir gençlikten ne kadar söz edilebilirse, bu makalemizde de içi boş gençlikten o kadar bahsedeceğiz. Biz gençlerimizin kuru bir kavganın değil âleme nizam verebilecek bir yapıda yetiştirilmelerini sağlama azmi ve gayreti içerisindeyiz. Günümüzün gençleri siyasetten uzak durmayı efendilik yada tertipli, düzenli ve disiplinli, etliye sütlüye karışmayan hatta böyle yapmakla övünmeyi meziyet bilip bunu bir de tavsiye etmektedirler. Bakınız bu hususta Cennet Mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş şöyle söylemektedir: ''Özellikle geri toplumlarda gençliğin siyaset ile uğraşması gerekip gerekmediği konusu tartışılmalıdır. Fakat hemen işaret etmeliyiz ki, gençlik geri bir halkın seçilmemiş temsilcisidir. Bu da demektir ki, seçilmiş temsilciler olan milletvekilleri halk hizmetinde beceriksizliğe, yolsuzluğa, hattâ kötülüğe saptılar mı, halkın çıkarlarını korumak görevi gençliğe düşer. Bu yüzdendir ki, gençlikle arası iyi olmayan siyasi partilerin halk hizmetinden çok kendi çıkarının peşinde olduğu sonucu çıkarılır. Vurgunculuğa niyetli olan yöneticilerin gençliğin çıkışlarından, halkı uyarmak için giriştiği çabalardan hoşlanmayacağı şüphesizdir.'' Gençliğimizin yarının Devlet Yöneticileri gibi görülmesi gerekir. Siyasetten uzak bir devlet yöneticisi ne kadar da abes olur değil mi? O halde gençlerimizin siyaset ile olan ilişkileri yalnızca bir siyasi partiye mensup olup yada bir siyasi partinin bayrağı altında bulundurmayı gerektirmez. Siyaset demek bir manada memleket meselelerine kafa yormak, gündemi yakından takip etmek demektir. Gençliğimize vereceğimiz eğitim ve terbiye ile onlara gerçekleri göstermeli, gidecekleri yollara dair haritalar çizmeliyiz. Bu durumda gençlerimize de şu vazife düşmektedir. Kendilerine doğru yolu gösterenlere ve doğru pusulayı verecek olanlara ulaşarak üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmek... Bizler gençliğimizin gideceği yolun hak yolu olduğunu, sahiplenecekleri tek amacın Türk Ülküsü olduğunu savunuyoruz. '' Türk Ülküsünden başka neye hizmet edilirse edilsin adı köleliktir'' diyen Başbuğumuz gençliğimizin Türk Ülküsü için vermesi gereken değeri göstermektedir. Genç yaşta kıtaları titreten , nice kralları ve taçlarını yerle bir eden , hala bu gün dahi yeniden tarih yazabilme gücüne sahip olan gençlerimiz sorumluklarını yerine getirmez ve gücünden bekleneni yapmaz ise, atalarına ve Türk Ülküsüne yakışmayan tavır içerisindedirler. Gençlerimizin kendi öz benliğinden ve kimliğinden uzak kendisine önder ve rehber edindiği karakterler vardır. Che Guavera... Kimdir bu Che Guavera ve kimdir ki Türk Gençliğini dahi etkileyebilmiştir. Türk Gençliğinin hayranlığını kazanmıştır? Kendi ırkından ve milletinden başka birilerini kendisine önder seçiyor ve ona hayranlık duyguları besliyorsa gençlerimizin yanlış yolda olduğu ap açık gözler önündedir. Arjantinli Küba'daki devrime katılmış bir doktor... Banane... Bizene... Biz Arjantin miyiz? Biz Küba da mı yaşıyoruz.? Hayır.. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yaşıyoruz o halde nedir bu Arjantinli saçı uzun maceraperst doktor ile işimiz...? Gandi.... Kimdir bu Gandi... Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri. Gerçek ve kötülüğe karşı aktif ama şiddet unsuru içermeyen direniş ile ilgili olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür. Bana ne... Bize ne... Hindistan neresi Türkiye neresi... Mao bir Çin Lideri... Çin Komünist Partisi başkanı ve yeni Çin'in kurucusu... Bana ne.. Bize ne... Ağabeylerimiz yıllarca komünizm ile mücadele etmediler mi? Bu ülkeye komünizm gelmesin diye canlarını ortaya koymadılar mı? Gençlerimiz moskof olmasın diye didinmediler mi? Şimdi onlara ihanet eder gibi nedir bu komünist ve devrimci hayranlığı ? ''Biz Türkiye'de fikir, ruh ve beden sağlığı, fikri hür, vicdanı hür, ezilmeyen ve ezmeğe hevesli olmayan yüksek bir iradeye sahip, devletin ve milletin geleceğini, sorumluluğunu taşımaya hazırlanan, nefsine güveni olan gençlik istiyoruz.'' diyen Başbuğumuza kulak veriniz. Metehan, Oğuzhan, Sultan Alparslan, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Abdülhamit Han, Mustafa Kemal Atatürk, Alparslan Türkeş dururken sana yeni liderler ve önderler niye lazım...? "Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımız da ki asil kanda mevcuttur" diyen Atatürk'ten başka bir lidere ihtiyacımız olabilir mi? Gençliğimizin bir an evvel titreyip kendisine dönmesi gerekmektedir. Yabancı hayranlığı ile bir yere varılamaz. Ey Türk Gençliği... Titre ve Kendine Dön... Kaynaklar:(1) Başbuğ'un Gençlik Üzerine Görüşleri ( Sayfa-1) Vural Egemen SARIGÖZ 23/09/2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder